Bu sefer daha bir gezmek amacli olunca yolculuk daha keyifliydi. benim yasadigim yer herhalde bu eyaltin en kucuk sehri, tam anlamiyla bir ogrenci sehri. Iyi yonleri oldugu kadar kotu yonleri de cok. Mesela sokaklarin her zamn sesiz sakin olmasi, insanlarin cok kibar olmasi, suc oraninin cok cok dusuk olmasinin yani sira ulasimin zorlugu, daha pahali olmasi gibi bir cok kotu tarafi da var. Bu civarda otobus kulturunun cok yaygin olmadigini ama ogrencilerin ihtiyac duydugunu goren Cinli amcalarin yari resmi otobus firmasiyla yola ciktim. Yari resmi olmasi ayni zamanda fiyat disinda hic bir seyin sabit olmamasi anlamina da geliyor aslinda. Mesela kalkis ve varis saatleri, inebilecegin
Hava cok soguk olunca, arkadaslardan bir tanesi "Simdi girdigimiz dukkanda bi de cay verseler de tam yerini bulsa" demeden edemedi. Boylelikle tanistik Zinnur Amcayla, hayatinin 50 yilini devirmis buralarda, ustelik hemserim cikti:) Kucuk bir dukkani var, daha cok Turklere has hediyeliklerin oldugu, "kitaplar vardi onceden, ama simdi buyuk bi kitapci acti burdaki Turk gencler, ben
Iskenderi idare eder olsa da Adana kebabini cok begendim. Lezzetli yemegin ustune cay ikrami ve yeni yila saatler kala verilen Turkiye Diyanet Vakfinca bastirilmis olan 'saatli maarif takvimi' hediyesiyle ayrildik.
Bazi ayrintilar da gozlerimizden kacamadi, "ah benim ulkemin guzel insanlari
Amacim bir kerede tum geziyi ozetlemekti ama yazmaya baslayinca ne cok ayrinti geliyor insanin aklina. Artik devami sonra...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder